Adamın biri bara girer ve kendisine bir içki söyler. Barmen bir robottur. Adama mükemmel hazırlanmış bir kokteyli çabucak servis yaparken sorar: Robot Sorar 'IQ'un kac?' Adam '150' diye cevaplar.. Robot adamın IQ seviyesine göre sohbete başlar, uzun uzun Quantum fizigi, küresel ısınma, biyoteknoloji, ekonomi, insanlığın seksüel gelişimi üzerine konuşur.. Adam robotun bilgisinden etkilenerek kendi kendine. Bu gerçekten inanılmaz' diye düşünür ve robotu denemeye karar verir. Bardan kalkar, tekrar kapıdan girer bara gelir ve yeni bir içki söyler. Robot yine mükemmel hazırladığı içkiyi çabucak servis yapar ve sorar: 'IQ'un Kac?' Adam '100 civari' diye cevaplar. Robot bu kez uzun uzun sohbete başlar ama bu kez futbol,borsa, arabalar, rakı ve göğüsler hakkında sohbet açar. Çok etkilenen adam robotu bir kez daha test etmeye karar verir ve tekrar kalkar. Yeni bir müşteri gibi bara yaklaşır bir içki daha söyler. Robot çabucak servis yaparken sorar: 'IQ'un kaç?'. Adam, 'mmm, sanırım 50 civarı' der. Bunun üzerine robot,adama son derece yavaş bir biçimde şu cevabı verir: - Ya...ni... Yi..ne.. Ta..yy..ip'e oy ve...re...cek....sin...de...se...ne!
Temel İtalya'da Fiat fabrikasında çalışan bir işçi... Dönemin Sovyet lideri Krusçev resmi bir ziyaret için İtalya'ya gelmiş. Programda Fiat tesisleri de var. Fabrikanın tezgâhları arasında dolaşırken Temel'e rastlamış. Herkesin gözü önünde ''Vay Temel...'' diye sarılıp kucaklaşmış. Orada ayaküstü sohbet etmişler. Tüm protokol bu dostluktan şaşkın... Konuk gittikten sonra patron Temel'i çağırıp, Krusçev'i nereden tanıdığını sormuş. Temel 'Hiiç' demiş. ''Ben eskiden komünisttim.. . 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova'ya göndermişti. Orada tanışmıştım.'' Olay unutulmuş.. Üç beş ay sonra bu kez Amerika başkanı Nixon gelmiş İtalya'ya. Yine aynı program ve fabrika ziyareti. Tezgahların arasında ''Vay Temel.Vay Nixon.'' muhabbeti... İyice meraklanan patron ziyaretten sonra Temel'i yine çağırtmış. Soru da cevap da aynı; ''Bir ara Amerika'ya göç etmeye kalkıştım. New York'ta başım polisle belaya girdi. Bu Nixon o zaman çiçeği burnunda bir avukattı. Beni o savunmuştu..'' Olay bu kadarla kalsa iyi. İki ay sonra Fransa başkanı De Gaulle ziyaretinde de aynı manzara yaşanınca Patron Agnelli derin bunalımlara girmiş. Kendisini tanıyan yok. Yanında çalışan Temel'in uluslararası çevresi var. -De Gaulle'ü nereden tanıyorsun? -Nazilere karşı Paris'te yeraltı savaşı yapıyorduk... Özel kuryesiydim. -Sen herkesi tanır mısın? -Evet, hemen hemen... Patron iyice hırslanmış. -Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin. Temel gülmüş. ''Tabii. Yakın arkadaşımdır.'' Çıldırma noktasına gelen Agnelli haykırmış : -İspatla... İspatlayamazsan kovarım... Temel : -Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa balkondan halkı takdis ederken ben yanında olacağım. Patron pazar'ı iple çekmiş. Vatikan'da Papayı bekleyen kalabalığın arasına karışıp beklemeye başlamış. Bir süre sonra Papa balkona çıkmış. Yanında Temel... Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor. O sırada bir kargaşa olmuş. Biri bayılmış.. Temel bayılanın kendi patronu olduğunu görünce Papaya ''Bana müsaade' deyip meydana koşmuş. Agnelli yerde yatıyor.. Bir iki kişi de ayıltmaya çalışıyor. Temel çevresindekilere, ''Bu benim patronumdur; ne oldu?'' diye sorunca biri cevap vermiş : - Siz Papa ile balkona çıktığınızda bunun önünde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri senin patronuna dönüp, 'Şu sağdaki bizim Temel, ama yanındaki kim?' diye sorunca seninki düşüp bayıldı.
ve konu hortlar Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi. Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor. Ikisinin de boynunda kocaman birer levha asılı. Birinde "Ben koyu bir Hristiyanım, lütfen bana yardım ediniz" yazılı. Ötekinde ise sadece "Ben koyu bir Yahudiyim" yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudiyim" yazısı taşıyana sokuluyor. "Bana bak kardeş" diyor, "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hristiyan kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hristiyan gibi..." deyince; boynunda "Yahudiyim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı olana dönüp sesleniyor: - Heey! Salamon! Herife bak be! Gelmiş bize ticaret öğretiyor..
Barbie Bebek boşandı Bir adam işten eve çok geç kalır ve birden o gün küçük kızının doğum günü olduğunu hatırlar. Hemen doğru bir oyuncak dükkanına gider ve satıcıdan yardım ister; Merhaba ufak kızım için doğum günü hediyesi Barbie bebek almak istiyorum acaba bana yardımcı olur musunuz ? Satıcı: Tabiki efenedim: Hangisini almak isterdiniz ? 1) 'Barbie alışverişe gidiyor' 19,99 TL 2) 'Barbie sahiline gidiyor' 19,99 TL 3) 'Barbie tatile gidiyor' 19,99 TL 4) 'Barbie tenis oynamaya gidiyor' 19,99 TL 5) 'Barbie boşandı' 499 TL Adamın ilgisini çeker ve sorar: Yahu hepsi 19,99 TL iken, Barbie boşandı niye bu kadar pahalıkine hmmmm.. 499 TL? Satıcı: Evet efendim pahalı haklısınız ama 'Barbie boşandı'nın yanında Barbie'nin eski kocası KEN'den kalan: KEN'in Evi, KEN'nin YATI, KEN'nin BMW MARKA ARABASI ayrıca KEN'nin Motorsikletide HEDİYEEEE!!!
Evin hanımı işe başlayan hizmetçiye: "Biz 8'de kalkar, 9'da kahvaltı yaparız. Sen ona göre hazırlanırsın tamam mı?" Hizmetçi, gayet sakin: "Uyanamazsam, siz başlayın."
Temel'le Dursun konuşuyorlardı. Dursun Temel'in başındaki şişliği görünce merak edip sordu: -Temel o başindaki şişluk nedu? -Fadime kafama domates atti... -Uyy domates kafa mi şişirur ula? -Konservesi şişiriyi uşağum.